Kıbrıs Vakfı tarafından “Kuzey Kıbrıs ve Türkiye kamuoyuna çağrımızdır” denilen açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“İşgalci Siyonist İsrail’in Gazze’deki katliam ve zulümleri artık dayanılmaz boyutlara ulaşmıştır. Kadın, çocuk demeden binlerce insan soykırıma uğramakta ve vahşice katledilmektedir. Adeta açık hava hapishanesinde, ablukada, en temel insani ihtiyaçlardan yoksun şekilde varlık mücadelesi veren Gazzeliler ise ne pahasına olursa olsun vatanlarını korumakta ve işgale geçit vermemektedir.
Kıbrıs Türkleri de katliam ve zulümleri 1974’ e kadar en şiddetli haliyle yaşamışlardır. Rum EOKA terörüne karşı; Kıbrıs Türkleri de vatanını, canını, malını ve her türlü mukaddesatını korumak amacıyla Türk Mukavemet Teşkilatı’nı (TMT) kurmuştur. 649 yılında Adanın Müslümanlar tarafından fethinden 1974’e kadar şehit sahabeler, Osmanlı şehitleri, Mehmetçik ve Kıbrıs Türk Mücahitlerinden oluşan kahramanlar bizlere bu cennet vatanı emanet bırakmışlardır.
Ne var ki; Siyonist Yahudilerin işgal planı Filistin ile sınırlı değildir. Siyonistlerin kendilerince çizdiği ve adına “Arz-ı Mevud” dedikleri “Vadedilmiş Topraklar”ın içine Filistin gibi Kıbrıs Adası da dahildir. Bu nedenle Siyonist Yahudilerin son zamanlarda KKTC’de ciddi boyutlara varan toprak alımları Kıbrıs, Mavi Vatan, Doğu Akdeniz ve Türkiye için ciddi bir tehdit oluşturmaktadır.
Kıbrıs, Akdeniz’in en stratejik noktası ve Türkiye’nin milli güvenlik meselesidir. Bunun farkında olan diğer batılı devletlerin tıpkı Siyonist İsrail gibi ana amaçlarından birisi de Türkiye’yi saf dışı bırakarak adayı işgal etmektir! Kıbrıs düşerse Akdeniz düşer. Akdeniz düşerse Anadolu düşer.
Siyonist Yahudilere toprak satışları konusunda, Kıbrıs Türk halkını uyarıyor ve bu “sessiz işgale” dur demeye davet ediyoruz.
Milli duruşundan varlık bulan Kıbrıs Vakfı olarak bu ciddi tehdide karşı Türkiye ve KKTC hükümetlerine her türlü iş birliğine açık olduğumuzu ifade etmek istiyoruz. Kıbrıs Filistin olmasın!”