Welcome to Our Website

Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Viyana kapılarında

Osmanlı tarihinde iz bırakan ve ele alınmaya değecek bir yaşam öyküsüne sahip olan çok sayıda tarihi şahsiyetten söz edilebilir. Bu tarihi şahsiyetlerin hayatlarını incelemek aslında bir biyografi kaleme almanın ötesinde ele alınan bireyin yaşadığı dönemdeki siyasi, sosyal ve ekonomik düzenin perde arkasını anlamak ve bu ortamda söz konusu kişinin rolünü tespit etmek bakımından önem taşımaktadır.

Osmanlı Devleti’nin dönüm noktalarından birini teşkil eden 17. yüzyılın en göze çarpan sadrazamlarından Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’nın hayatı, şahsiyeti, askeri ve siyasi faaliyetleri ile yaşamına mâl olan II. Viyana Kuşatması’na giden süreç Metin Aydar’ın kaleminden okura sunulan biyografik eserde tüm yönleriyle ele alınıyor. Yazarın doktora tezi olarak hazırladığı bu kapsamlı çalışmada arşiv kaynakları, kronikler ve çağdaş araştırmalardan hareketle Osmanlı tarihinin gidişatına etki eden önemli bir şahsiyetin portresi ortaya koyuluyor.

Osmanlı’nın siyasi, idari ve askeri kademelerinde adım adım yükselerek sadrazamlığa ulaşan Merzifonlu Kara Mustafa Paşa sıra dışı yaşamı ve hazin sonu ile dikkat çeken tarihi bir figür olarak karşımıza çıkmaktadır.

1634’te Merzifon’da dünyaya gelen Merzifonlu Kara Mustafa Paşa, babası tımarlı sipahi Oruç Bey’in Bağdat Seferi’nde şehir olması üzerine babasının yakın dostu Köprülü Mehmed Paşa’nın himayesine girmiştir. Köprülü ailesinin hâmiliğinde yetişen Kara Mustafa Paşa devlet kademelerinde hızla yükselerek aktif görevlerde bulunmaya başladı.

Köprülü Mehmed Paşa ve ardından Fazıl Ahmed Paşa’nın sadaretlerinde çeşitli görevlere tayin edildi ve siyasi kariyerinde hızla yükseldi. Bu süreçte tanınan bir figür haline gelen Merzifonlu, sırasıyla sadaret mektupçuluğuna, Diyarbakır beylerbeyliğine, kaptan-ı deryalığa ve rikab-ı hümayun kaymakamlığına getirildi.

Köprülüzade Fazıl Ahmed Paşa’nın vefatı üzerine yerine eniştesi Merzifonlu Kara Mustafa Paşa 5 Kasım 1676’da sadarete tayin edildi. Sadrazamlık mührünü alan Merzifonlu’nun bu makama oturması beklenen bir hadise olmuştur. Nitekim yıllarca rikab-ı hümayun kaymakamlığı yapan ve bu süre zarfında Sultan’ın yanından ayrılmayan Kara Mustafa Paşa sarayın gözde vezirleri arasına girmiştir. Sadrazam olduğu dönemde aktif ve fetihçi bir siyaset izleyen Paşa, Ruslarla yapılan Çehrin, Kamaniçe ve Human seferlerinde ciddi askeri başarılar elde etmiştir.

VİYANA SEFERİ

Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’nın kariyerinin zirvesi olan sadrazamlığı döneminde vuku bulan en önemli hadise Osmanlı Devleti için bir dönüm noktası olan II. Viyana Kuşatması’dır.

Habsburg yönetimi altında yaşayan Macarlar ağır vergilerle eziliyor ve kendilerine mezhep hürriyeti de tanımıyordu. Macarlar, bu baskılara daha fazla dayanamayarak Tökeli İmre’nin önderliğinde ayaklandı ve Osmanlı İmparatorluğu’ndan yardım istediler. 1682’te Tökeli İmre ile Habsburglar arasındaki sınır çatışması şiddetini artırdı. Sadrazam birçok devlet ricalinin muhalefetine rağmen yoğun bir propagandayla Sultan’ı ve devlet erkanını ikna ederek Osmanlıları Habsburglara karşı savaş durumuna getirdi. 1683 yılı baharında Osmanlı ordusu önce Belgrat’a oradan da Viyana’ya ulaştı. Merzifonlu Kara Mustafa Paşa 14 Temmuz 1683’de Viyana önlerine gelerek şehri kuşattığında Habsburg İmparatoru I. Leopold şehrin muhafızlığını Von Starhemberg’e vererek Avusturya içlerindeki Lenz’e çekilmişti. İki ay süren kuşatmada şehir teslim olmadı ve Haçlı kuvvetleri yardıma yetişti. 12 Eylül’de iki ordu karşı karşıya geldi. Haçlı kuvvetlerine karşı tutunamayan Osmanlı ordusu tüm ağırlıklarını geride bırakarak Belgrad’a çekildi. Viyana Kuşatması’nın bozguna uğramasıyla Osmanlı ordugahı düşman eline geçerek yağma edilmiş Kara Mustafa Paşa’nın son derece gösterişli otağı ve hazinesi de yağmadan nasibini almıştır. Viyana bozgunundan sonra yaşanan bir dizi başarısızlık Sultan üzerindeki etkisini çarpıcı biçimde zayıflatmış ve kaçınılmaz sonu hazırlamıştır. Ciğerdelen ve Estergon’un kaybedilmesi hadisesi Paşa’nın kötü giden talihini tersine çevirme şansını da tamamen ortadan kaldırmıştır. Nihayet saraydaki muhaliflerinin de tesiriyle Sultan IV. Mehmed, sadrazam Merzifonlu Kara Mustafa Paşa hakkında idam fermanı vermiştir. Bozgunun en önemli müsebbibi olarak görülen Merzifonlu, Sultan’ın emri gereği 25 Aralık 1683’te boğularak idam edilmiştir.

Merzifonlu Kara Mustafa Paşa, yaşadığı dönemin seyri içinde ve bulunduğu konum itibariyle gerek Osmanlı gerek Avrupa tarihinin değişiminde etkin bir role sahip olmuştur. Osmanlı’nın cihan şümul anlayışını benimseyen Paşa, karşısına çıkan fırsatları değerlendirmek ve değişen dünyada yerini alabilmek için kariyerinin en cüretkâr girişimi olan Viyana Seferi’ne çıkmış fakat bu eylem hayal kırıklığıyla son bulmuştur. Osmanlı Devleti’nin Avrupa’da üstünlüğünü güvence altına almayı amaçlayan bu girişim hem kişisel zafiyetinin ve hatalarının hem de dış etkenlerin tesiriyle ağır bir yenilgiyle neticelenmiştir. Bu yenilgi ve devamında yaşanan bir dizi başarısızlık onun hem siyasi ve askeri kariyerinin hem de hayatının sonunu getirmiştir.

KÜLTÜREL ÇALIŞMALARA KATKI

Askeri ve siyasi kariyerinin ötesinde Merzifonlu Kara Mustafa Paşa, yaşadığı dönemin kültürel hayatına da katkıda bulunmuş bir şahsiyettir. Alimleri ve ilmi faaliyetleri yakından takip edip desteklemiştir. Onun hamiliğinde tarih, coğrafya, tıp gibi çeşitli alanlarda önemli telif ve tercüme eserlerin hazırlanması bunun kanıtıdır. Çok sayıda kişiye hamilik yapan Paşa, ilim erbabının mükafatlandırılmasını sağlamıştır. 17. yüzyıl divan edebiyatının meşhur simalarından Nabi başta olmak üzere hatırı sayılır sayıda divan şairi ondan gördükleri lütuflara karşılık şiirler kaleme almıştır.

Merzifonlu Kara Mustafa Paşa, payitaht İstanbul’un başta olmak üzere Osmanlı coğrafyasının farklı bölgelerinde (Kamaniçe, Edirne, Çorum, Merzifon, Tokat, İzmir, Halep, Cidde) hayır eserleri inşa ettirdiği gibi çeşitli vakıflar kurarak halkın ihtiyaçlarının giderilmesi ve sosyal hayatının iyileşmesine de katkı sağlamıştır.

Osmanlıların cihan hakimiyeti siyasetini savunan Kara Mustafa Paşa’nın sadaret mektupçuluğundan sadrazamlığa uzanan yükselişi ve Viyana Bozgunuyla nihayete eren yaşamını konu edinen hacimli kitap aynı zamanda dönemin panoramasına geniş bir perspektiften bakma imkânı sunuyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

....